Kekemelik Nedir?
Kekemelik; konuşmanın planlanması ve üretimi için gerekli olan çabanın normalden fazla olduğu bir konuşma bozukluğudur.
Akıcı konuşmada ritim ve zaman kullanımı önemli rol oynamaktadır. Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, hız, vurgulama ve yerine göre duraklamalar,uzatmalar, tekrarlar ve buna benzer problemler konuşmanın doğal akışını olumsuz etkiler.
Kekeleyen bireylerde konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik edebilir. Bunların yanında bedensel, mimik, yüz hareketleri de ikincil davranışlar da konuşmaya eşlik edebilmektedir.



Kekemelik Belirtileri
Dil gelişim döneminde bulunan çocuklarda sıklıkla görülebilen geçici kekemelik, daha sonra kalıcı bir durum haline gelebilir. Kalıcı olmasının önüne geçmek için kekemelik belirtilerini iyi gözlemlemek gerekir.
Kekemelik belirtilerileri;
Kekemelikte Terapi Süreci
Kekemelikte terapi sürecinde temel amaç konuşmanın akışını arttırarak iletişimi daha akıcı hale getirmektir.
Kekemelik sorunu yaşayan kişilerin hepsi terapiye ihtiyaç duymayabilir; çünkü gelişimsel kekemelik genellikle zamanla kendi kendine düzelebilir. Kronikleşebilecek kekemelikte ise erken müdahale ile yetişkinlikte de problemin bir dil ve konuşma terapisti tarafından kontrol altına alınması gerekir.
Kekemeliğin terapi sürecinde mevcut olan farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır;
- Akıcılık biçimlendirme: Kişinin akıcı biçimde konuşmasını öğreterek kekemelik davranışı kontrol altına alınabilir, azaltılabilir.
- Kekemelik türünü değiştirme: Kekemeliği değiştirme tekniği ile kekemeliğin kolay biçimi öğretilebilir. Örneğin; blok davranışını hece tekrarına çevirmek.
- Duyarsızlaştıma: Kekemeliğin kabul edilmesine yardımcı olarak, bu durumdan kaçmadan kekemeliğe karşı duyarsızlaştırabilmesi sağlanabilmektedir. Bu durumla nasıl baş edilebileceği hakkında konuşulup kişide rahatlama sağlanabilir.
Bu tekniklerin dışında da uzmanın değerlendirmesine göre belirleyeceği ve uygulayacağı başka teknikler de olabilir. Terapi sürecinde aile ve yakın çevre ile iletişim ve işbirliği içerisinde olmak terapi sürecini olumlu etkileyecektir.
Kekemelik Nasıl Teşhis Edilir?
Kekemelik; genellikle dil ve konuşma bozuklukları alanında uzmanlaşmış bir dil ve konuşma terapisti tarafından tanılanır. Kekemelik bir hastalık olmadığından doktor tarafından tanısı konulan bir durum değildir. Kekemeliği tanılarken dikkat edilmesi gereken bazı ölçütler vardır. Bunlar;
- Normal akıcısızlık ve akıcısızlık arasında ayrıştırılması
- Kekemeliğin ne zaman başladığ
- Kekemeliğin seyri,
- Kekemeliğin uzak veya yakın akraba çevresinde görülen bir durum olup olmaması
- Kekemeliğin şiddetinin saptanması
- Kekemeliğin artış gösterdiği durum, zaman veya mekanların belirlenmesi
- Bireyin ikincil davranışa sahip olup olmadığı ve eğer sahipse neler olduğunun gözlemlenmesi
- Kekemeliğe sahip olan bireyin psikolojisinin gözlemlenmesi ve gerekiyorsa alanında uzman bir kişiden destek alınması
Günümüzde kekemeliğin travma veya korkudan dolayı olmadığı görüşü kabul edilmektedir. Eğer birey zaten kekemeliğe yatkın olan bir kişiyse korku veya travma kekemeliğinin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu bireyler korkma durumu yaşamasalar da başka bir zaman veya durumda da zaten kekemelik kendisini gösterecektir.
Kekemeliğin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir ancak genetik ve nörolojik işleyiş farklılıklarından dolayı ortaya çıktığına dair bulgular vardır.
Yetişkinlerde görülen kekemelik nörolojik bir hasardan ; serebrovasküler lezyonlar, kafa travması, iskemik ataklar, travmatik beyin hasarı ve parkinson gibi nedenlerden kaynaklı ortaya çıkabilmektedir.
Gelişimsel ve edinilmiş olmak üzere iki çeşit kekemelik türü vardır. Bu kekemelik türlerinden hangisinin kalıcı olup olmadığını söylemek mümkün değildir. Kekemelik süreci kişiden kişiye göre değişebilen bir durumdur.
Fakat kekemeliğe sahip bireyin mizacı, kekemelik öyküsü, genetik olarak kekemeliğe yatkın olup olmaması gibi birçok durum dil ve konuşma terapisti tarafından da değerlendirildikten sonra bu konu hakkında konuşulabilir.
3 yaşındaki bir çocuğun normal bir akıcısızlığa sahip olup olmama durumunu başlangıçta ayırt etmek önemlidir. Genellikle 2-4 yaş grupları gözlemlenen kekemelik, gelişimsel kekemelik olarak nitelendirilir ve kendiliğinden düzelme ihtimali vardır. Çocuğun kekelediği dönemin başlangıç aşamasında çocuğu doğru gözlemlemek ve fark etmek önemlidir. Gelişimsel kekemeliğin kendiliğinden geçme ihtimali yaş ilerledikçe azalmaktadır. Bu sebeple kekemeliğin kronikleşmesi adına risk faktörlere sahip olan çocuk en kısa sürede bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmelidir.
Kekemeliğin kendi kendine geçip geçmeyeceğine dair kesin bir yorum yapmak doğru değildir fakat yapılan araştırmalara göre 2-4 yaş arasında görülen gelişimsel kekemeliğin 6-12 aylık süreçte kendiliğinden iyileşme gösterme olasılığının yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bu süreçte zaman geçtikçe kekemeliğin kronikleşme ihtimali olduğundan mutlaka bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirme almak önemlidir.
- Kekemelik ilaçla düzelebilen bir konuşma bozukluğu değildir.
- Kekeme bireyler akademik hayatında başarısız olur inancı doğru değildir.
- Kekemelik hiçbir zaman geçmez inancı doğru değildir.
- Kekemelik bir hastalık değildir.
- Kekemelik taklit veya kekemeliğin duyulması sonucu ortaya çıkmaz.
- Ani korku kekemeliğe neden olmaz.
- Stres kekemeliğe sebep olmaz.
- Kekemelik psikolojik bir rahatsızlık belirtisi değildir.
- Kekemeliğin sebebi ebeveynler değildir.
Uzman Desteği Mi Arıyorsunuz?
Kekemelikte Ailenin Yaklaşımı Nasıl Olmalı?
- Kekeme çocuğa sahip bireyin ailesi çocuğun konuşmak istemediği ve kaygılı olduğu durumlarda, çocuğu konuşmaya zorlamamaları gereklidir fakat iletişime açık olduklarını da göstermelidirler.
- Kekemeliği olan çocuğun negatif duygu ve düşünceleri olabilir bu sebeple ailenin çocuğu ile yakın temas halinde olması, ona sevildiğini hissettirmesi ve her zaman konuşmaya hazır olduğunu göstermesi önemlidir.
- Kekemelik terapisi alan aile terapist ve çocuğun yakın temas halinde olduğu çevresi ile işbirliği içerisinde olmalıdır.
- Kekemeliğe sahip olan bireyin hangi ortamlarda daha rahat hissettiğive akıcı konuştuğunu gözlemlemek ve aradaki farkları ayırt etmek önemlidir. Bu ortam ve durumların arttırılması bireyi güvende hissettirir ve ona yardımcı olur.
- Kekemeliği olan çocuk konuşurken ona yeterince zaman verilmesi ve bu konuda baskı yapılmaması gerekir. Sabırsız veya aceleci olmak çocuğun kekemeliğinin artmasına sebebiyet vermektedir.
- Çocuğunuzun anlatımında kekelemesine yani nasıl söylediğine odaklanmak yerine ne söylediğine odaklanılması ve kendisini daha fazla sözel ifade etmesine yönelik teşvik edilmesi önemlidir.
- Basit bir dil seviyesiyle konuşun. Çocuğunuz için söylemesi çok zor olmayacak cümle yapıları seçmelisiniz.
- Kekemeliği olan bireyin konuşmasını destekleyici ve cevaplanması kolay sorular sormak önemlidir. Örneğin ‘’Okul nasıldı?’’ diye sormak yerine ‘‘dersler yorucu muydu?’’ diye sormak daha iyi olabilir.
Kekemelik Neden Olur?
Kekemelik genellikle tek bir nedene bağlı olarak değil, birkaç faktörün bir araya gelmesi sonucu meydana gelmektedir. Çocuklar 2 ile 4 yaş arasında hızlı bir dil gelişim sürecinden geçerler ve bu dönem içerisinde çoğunlukla konuşma esnasında normal akıcısızlıklar sergileyebilirler.
Cinsiyet, genetik faktörler, mizaç, dikkat problemleri gibi durumlar kekemeliğin meydana gelmesi ve kronikleşmesi için risk faktörlerdir. Yapılan çalışmalar kekemeliğin nörolojik temelli bir bozukluk olduğunu desteklemektedir.
Kekemelikte Risk Faktörleri
- Kekemeliğin 3.5 yaşından sonra başlaması
- Cinsiyetin erkek olması
- Genetik olarak kekemliğe yatkın olunması durumu
- Aşırı kaygılı, hassas, mükemmelliyetçi veya duygularını, davranışlarını kontrol etmekte zorlanan mizaca sahip olma durumu
- Kekemeliğe eşlik eden başka bir dil ve konuşma bozukluğunun olması
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun olması
Edinilmiş Kekemelik
Edinilmiş kekemelik gelişimsel kekemelikten farklı olarak nadir görülen bir kekemelik türüdür. Edinilmiş kekemelik; nörojenik ve psikojenik sebeplerden kaynaklı oluşabilmektedir.
Serebrovasküler lezyonlar, kafa travması, iskemik ataklar, travmatik beyin hasarı ve parkinson gibi nedenlere bağlı olarak genellikle yetişkinlik döneminde görülen akıcılık bozukluğuna nörojenik kekemelik denmektedir. Psikojenik kekemelik ise psikolojik travmalardan kaynaklı fazla stres ve kaygı nedeniyle meydana gelmektedir.
Gelişimsel Kekemelik
Gelişimsel kekemelik oldukça yaygın görülen kekemelik türüdür. Genellikle okul öncesi dönemlerde ortaya çıkar ve ilerleyen yaşlarda da sürebilmektedir.
Gelişimsel kekemelik genellikle 2-4 yaş döneminde başlar. Bu dönemde görülme sıklığı %5’tir ve %75-80 oranında herhangi bir müdahale olmadan akıcılık sağlandığı görülmektedir.
Gelişimsel kekemelikte önemli olan, süreç ilerledikçe kendiliğinden iyileşme ihtimali azaldığından dolayı kronikleşmemesidir. Kronik kekemelik kişiyi hayat boyu etkileyebilmektedir.